İnşaat sektörünün uzman isimleri, İstanbul Proje Yönetim Derneği’nin düzenlediği 7. İnşaat Yönetimi Zirvesi’nde bir araya geldi. İstanbul Feriye Sarayı’nda 27 Nisan’da gerçekleştirilen zirvede, “İnşaat Sektöründe İnovasyon”, “Malzemenin Geleceği”, “İnşaat Sektöründe Gelecekte İnsan” gibi başlıklarla birçok konu tartışıldı. Türk Yapısal Çelik Derneği (TUCSA) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Consera Kurucusu Melih Şimşek de, “Ön Üretimli Modüler Yapım Yönetimi ve Kazanımları” başlıklı bir konuşmayla zirvede yer aldı.
“Türkiye dünya devi olmak için her şeye sahip”
Türkiye’nin inşaat malzemesini değil, inşaatı ihraç eden lider bir ülke haline gelebilmesi için modüler çelik yapı yönteminin yaygınlaşması gerektiğini belirten Melih Şimşek, “İnşaatın büyük oranda fabrikada üretilip sahada tamamlandığı modüler çelik yapılar, ülke ekonomisinden halka, kamu/yatırımcıdan yüklenici firmaya, doğaya kadar herkese büyük kazanımlar sağlıyor. Güçlü markalar olan İkea-Skanska Boklok, Elon Musk Boxable ile modüler yapı sektöründe yer almaya başladı. Türkiye, bu konuda dünya devi olmak için her şeye sahip. Düşünün, üç senede bir milyon konut üretebilmek için her yıl 2 milyon ton yapısal çelik, 72 bin insan ve 5 adet 100 bin metrekarelik fabrika alanına ihtiyaç var. Türkiye 50 milyon ton çelik üretiyor ve 2023 verilerine göre 3.5 milyon işsizimiz bulunuyor. Ön yargılarımızdan kurtulursak, dünyanın en büyük modüler çelik yapı endüstrisine sahip ülkesi olabiliriz” dedi.
Halka güvenli konut, yatırımcıya hızlı geri dönüş
Modüler çelik yapıların hem depreme karşı güvenli hem sürdürülebilir hem ülke ekonomisine yüksek katma değer kazandıran inşaat modeli olduğunu hatırlatan Şimşek, sunumunda bu yöntemin halka, kamu/yatırımcıya, doğaya ve ülkemize yönelik kazanımlarını ise şöyle özetledi:
- Modüler çelik yapılar, tüm dünyada deprem dirençli binalar için başvurulan bir yöntem. Kullanıcısına, ilave yalıtım, duvar kalınlığı arttırma gerektirmeden en az yüzde 50 işletme maliyeti avantajı sağlar. Kolon ve kiriş çıkıntılarının olmamasından dolayı verimli alan kullanımı ve mimari kalite sunar. Satış sonrası bakım ve işletme kolaylığı ve daha uzun yapı kullanım ömrü vardır.
- Kamu/yatırımcı için inşaat maliyeti daha ekonomiktir. En az yüzde 60 daha hızlı yapım imkânı sağladığı için yatırım geri dönüş süresi avantajlıdır. Geleneksel yapım yöntemlerine göre daha kolay denetim ve maliyet kontrolü yapılır. Daha düşük yapı sigorta prim maliyeti bulunur. Sürdürülebilir proje finansmanı kullanılabilir. Daha uzun yapı kullanım ömrüne sahip olduğu gibi, ömrünü tamamlayan yapıda yüksek geri dönüşüm değeri sunar.
- Daha ekonomik inşaat maliyeti ve en az yüzde 60 daha hızlı yapım imkânının getirdiği hızlı hakediş, yükleniciler için büyük kolaylıktır. Yalın proje yönetimi ile yüksek verimlilik sağlanır. Fabrikada endüstriyel şekilde üretildiği için malzeme, iş gücü israfı azdır ve mekanik, elektrik işleri temiz ve hızlı yapılır. Atık yönetimi kolaylığı vardır. Özellikle yapısal elemanların insan ve imalat hatalarından arındırılmasıyla yüksek güvenlik sunar. Modüler çelik yapıların iş sahasında daha düşük mobilizasyon ve genel gideri olur. Çoğu fabrikada bitirildiğinden sahaya az iş kaldığı için iklim şartlarından etkilenmeden inşaat süreci devam eder. Ayrıca maliyet kontrolünde gerçekleşenle planlanan arasındaki fark azdır.
- Temiz üretimden kaynaklı doğaya saygılı bir yöntemdir. BM raporlarına göre inşaat, karbon emisyonunun yüzde 38’ine neden olurken, modüler çelik yapılar, düşük karbon salınımı sebebiyle iklim değişikliği mücadelesine destek olur. Geri dönüşümlü malzeme kullanıldığından doğal kaynaklarda tasarruf sağlar. Düşük beton kullanımı sebebi ile çevreye verilen zararları azaltır, su tüketimi ve enerji ihtiyacı düşük olduğundan doğal kaynakların korunmasına yardımcı olur.
- Türkiye, modüler çelik yapı yöntemine geçtiğinde depreme karşı dirençli, hızlı, ekonomik ve sürdürülebilir yapım yöntemine sahip olacak. Yapıların üretiminde ve kullanımında enerji tüketimi azaldığı için enerjideki dışa bağımlılık sorunu hafifleyecek. Karbon salınımımız düşecek. İstihdam artacak, işsizlik azalacak. İnşaat ihraç edebilir yapı fabrikaları kurulmuş olacak, böylece inşaat yüksek katma değer kazandıran bir sektör olarak ülke ekonomimizin itici gücü olacak.