Konutla Dolandırılan Hak Sahipleri Platformu Başkanı Özlem Hanelçi, TBMM Dilekçe Alt Komisyonu’nda yaptığı sunumda, ülke genelinde 300 bin kişinin konut alırken nitelikli yalanlarla, hile ile çeşitli şekillerde aldatılarak dolandırıldığını söyledi. Hanelçi, "Bireysel hukuk mücadelesi ile çözümünün imkansız olduğu, yıllardır verilen hukuk mücadelesi ile ortaya çıkmıştır. Bu nedenle meclisimizin yasama gücünü kamu yararına olacak şekilde kullanmasını istiyoruz" dedi
TBMM Dilekçe Komisyonunda, konut alırken yaşanan dolandırıcılık olaylarının araştırılması ve alınabilecek önlemlerin belirlenmesi için alt komisyon kuruldu. Konutla Dolandırılan Hak Sahipleri Platformu Başkanı Özlem Hanelçi, TBMM Dilekçi Komisyonu Ön Ödemeli Gayrimenkul Satışlarında Yaşanan Sorunların Araştırılması ve Alınabilecek Önlemlerin Belirlenmesi Alt Komisyonu’nda sunum yaptı. Özlem Hanelçi, konut mağduriyeti yaşatan firmaların yaptığı ihlaller ve eksiklikleri anlattı. Hanelçi, genelde ön ödemeli satış kampanyasından kaynaklanan sorunları dile getirerek, kanuni olarak da mağdurların korunmadığını ileri sürdü. Hanelçi, yargıya intikal eden konut dolandırıcılıkları dosyalarından herhangi bir sonuç alamadıklarını, yıllardır davaların devam ettiğini kaydetti.
Hanelçi, "Beni Diyarbakır’dan veya Antep’ten, diğer yerlerden, her yerden ’biz dolandırıldık, ne yapacağız?’ diye arıyorlar. Hukuki olarak ne yaptıklarını soruyorum. ’Suç duyurusu yaptık, savcı kovuşturmaya yer olmadığı kararı verdi’ diyorlar. Peki o savcı sormuyor mu ’bu paralar nereye gitti’ diye. Bu adam topladı parayı, nereye gitti bu para? Hiç sormuyor. Hakkımızı biz nereden alacağız? Adamlar ortada, paranın toplandığı kişi belli zaten, nereye gittiği belli, benim alabileceğim yer neresi?" diye konuştu.
’TÜRKİYE’DE 300 BİN KONUT MAĞDURU VAR’
Özlem Hanelçi, Türkiye’de 300 bin konut mağduru olduğunu söyleyerek "Esenyurt’ta 30 bin, İstanbul’da 100 bin, ülkemiz genelinde 300 bin kişi konut alırken nitelikli yalanlarla hile ile çeşitli şekillerde aldatılarak mağdur edilmiş, kısacası dolandırılmıştır. Kanunlara uygun satış yapılması sağlansa kimse dolandırılmazdı. Sesi duyan bazı devlet büyüklerimiz ’hukuka gidin hukuka’ dedi. Konu; organize çeteler tarafından tüketicinin mal varlığının kanunlar çiğnenerek herkesin gözü önünde gasp edilmesiydi. Savcıların re’sen soruşturma açabileceği konuyla ilgili vatandaşlar savcılıklarda suç duyurusu yapmak zorunda bırakıldı. Şikayetlerin, mağdur tarafından ciddi emekler harcanmadan davalaştığına şahit olmadık" dedi.
’İDARENİN SORUMLULUĞU BULUNMAKTADIR’
Hanelçi, kentsel dönüşüm bölgelerinden arsa toplayarak, ipotekli konut tapusu ile bilinçli olarak projelerin yarım bırakılması ve proje yapma vaadiyle arsa parası toplayıp, arsa tapusu kaçırılarak yapılan dolandırıcılıkların konutla yapılan dolandırıcılıklardan bazıları olduğunu vurguladı. Hanelçi, "İdarenin kusurlu olduğu tespit edilse veya kusursuz dahi olsa uğranılan zararın kişisel, özel ve olağanüstü bir zarar olması nedeniyle idarenin sorumluluğu bulunmaktadır. Bireysel hukuk mücadelesi ile mevcut sorunun tüketiciler lehine çözümünün imkansız olduğu, yıllardır verilen hukuk mücadelesi ile ortaya çıkmıştır. Bu nedenle meclisimizin yasama gücünü kamu yararına olacak şekilde kullanarak, müteahhit ve arsa sahipleri arasındaki özel sözleşmelere, idarenin müdahale etme imkanını oluşturacak yasal bir düzenleme yaparak TOKİ eliyle yarım kalan projelerin tamamlanmasının sağlanması, kişisel olağanüstü zararlar oluşmasına neden olan kişi kurum ve çalışanlarına oluşan zararın tazmini için idarenin rücu hakkını kullanarak harcadığını onlardan geri almasını Konutla Dolandırılan Hak Sahipleri Platformu adına arz ve talep ederiz" ifadelerini kullandı.